Bugüne kadar dünya genelindeki savaş ve çatışmalar nedeniyle 70 milyondan fazla insan yerini, yerleşik bir yaşamda olmanın insancıl koşullarını kaybetti. Ayrıca aynı sebeplerden dolayı her 1 dakikada da 25 kişi mülteci durumuna düşmekte. 2011 yılından bu yana yüzlerce belki binlerce Suriyeli göçmen, iltica ederek  daha  güvenli bir yaşama kavuşma umuduyla Akdeniz'in derin sularında can verdi. Binlerce çocuk, bombalardan, yıkımlardan, açlıktan ve sefaletten kaynaklı bir ara kesitte göç yollarına düşmek zorunda kaldı. Yüzbinlerce bebek göç yolculuklarının en masum aktörleri olarak; ayrımların, imtiyaz ve eşitsizliklerin çoğalttığı koşullarda çaresizlik ve umudun aynı anda mecbur kıldığı kamplarda dünyaya gelmek zorunda kaldı.

Yerlerinden edilen milyonlarca insanın, bütün bağlarını geride bırakıp bir anda dillerini, sembollerini ve kültürlerini bilmedikleri bir yerde gözlerini açmış olmaları onların iç dünyalarında da telafisi güç travmalara yol açmakta kuşkusuz. Bunun yanında göçle kesişen yollarda, hem mültecilerin ve hem de onları kabul eden toplumların bu en sancılı insani karşılaşmanın sosyolojik sonuçları ile baş etmek zorunda oldukları da bir gerçek. Bu anlamda nedenleri ve ürettiği sonuçlar itibariyle mültecilik konusu, bütün insanlığın omuzlarına yüklenmiş ve tek tek her birey ve toplum açısından sınanma anlamı taşıyan derin bir insanlık  sınavına denk gelmektedir. Bu sınavı, bütün insani eşikleri göz önünde bulundurarak, en temel vicdani ilkeler çerçevesinde verebilmek ve çok yönlü pozitif sonuçlara ulaşmak için Üniversite, Kamu, Sanayi ve Sivil Toplum olarak sürecin tüm etkin aktörlerinin birlikte çalışmaları gerektiği açıktır.
 
Harran Üniversitesi Göç Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’ne bir farkındalık oluşturmak adına dikkat çekmek istiyoruz. Bu bağlamda mültecilerin ve ev sahibi toplumların uyum içerisinde, bir arada yaşamayı ve paylaşmayı benimsedikleri;  bu karşılıklı etkileşimin yaşanan sıkıntıların hafifletilmesine katkı sunduğu, samimiyetle çoğaltılmış çabaların daha insani bir iklimi yeşerteceği bir  dünya diliyoruz.

HÜGÖÇ Yönetimi