Zirve programının diğer bir bölümü ise gençlerin proje boyunca edindikleri deneyimlerini ve kazanımlarının paylaşılmasıydı. Paylaşım yapan gençlerden bazıları aşağıdaki ifadelere yer verdi: 

Eva Davod: Bizler insan olmayı, insana dokunmayı ve insana insan olduğu için değer verilmesi gerektiğini öğrendik.

Merve Kaya: Birbirimizin dünyasında gezmeye başladık, içimizi açtık, kendimizi anlattık, birbirimizi dinledik, yapılan her şeyde bir mesaj görerek hassas düşünce ve kalplere sahip olduk. Hep beraber güldük ve hep beraber ağladık... Kardeş, arkadaş, sırdaş olmak için illa aynı kandan veya aynı toplumdan veya aynı kültürden olmamıza gerek olmadığının farkına vardık.. Hem de farkına varışımız ve uyanışımız öyle basitçe olmadı.. Hissettik, yaşadık, dokunduk.

Hatice Kasım: Program gerçekten çok güzeldi. Birçok yeni arkadaşımız oldu. 

Göç İdaresi Başkanlığı ziyareti ayrıca heyecan vericiydi. Doğrudan göç konusunda yetkililerle konuşarak fikirlerimizi ve sorunlarımızı ortaya koyduk. Program boyunca Türk ve Suriyeli arkadaşlarım arasında etkileşim, çeşitli konularda  görüş alışverişi ve sevgi vardı. Umarım projemizin devamı gelir. 

İsmail Kırmızı: Yıkılan yargılar, yeşeren umutlar, yapılan tartışmalar, sorulan sorular ve kurulan samimi dostluklar hepsinin bir arada bulunduğu Gençliğin Gözüyle Uyum ve Dayanışmanın Kodlarının yazıldığı muhteşem bir proje.

Muhammed Reşat Demir: Dostluğun, kardeşliğin, samimiyetin olduğu bir ortam ve bilgiye aç bir ekiple emin adımlarla ilerleyen harikulade bir proje.

Deneyim paylaşımlarının ardından Eurodesk Türkiye Ulusal Koordinatörü Dr. Kemal Başçı bir konuşma yaparak gençlerin böyle bir projeye imza atmasından duyduğu sevinci ifade ederek onları tebrik etti. Zirve programının ilk günü plaket takdimi ile sona ermiş oldu. 


 

Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı Sn. İlker Astarcı ile Söyleşi

Gençler akşam saatlerinde Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı Sayın İlker Astarcı ile bir araya geldiler. Yoğun programına rağmen gençlere zaman ayıran Astarcı ile söyleşi projenin başarısı ve konunun önemi üzerine yaklaşık iki saat devam etti. Toplumsal uyum ve birlikte yaşamanın en önemli aktörlerinin gençler olduğu, gençlerin bu gibi projelerle seslerini daha fazla duyurabildiği, projelerin yaygınlaştırılması gerektiği, özellikle göçmen gençlerin de dahil edilmesinin önemi ve daha fazla gayret edilmesinin önemine vurgu yapıldı. Söyleşide önemli olan en baştan doğru bir dert edinmek ve doğruyu temsil etmeye çalışmamız gerektiğinin altı çizildi. Astarcı “Bizi bize bıraksalar biz birlikte yaşayabiliriz.” sözleriyle aslında paylaşma ve birlikte yaşama kültürümüzün zaten bizim kodlarımızda olduğunu, bununla birlikte çeşitli ayrımcılık ve nifak söylemlerine kanmamak gerektiğini ifade etti. Söyleşide iki saatin nasıl da çabuk geçtiğine şaşıran gençler, Sn. Astarcı ile hatıra fotoğrafı çektiler.
 

Göç İdaresi Başkanlığı Göç Söyleşileri

Projenin zirve programının ikinci gününde, Göç İdaresi Başkanlığı ev sahipliğinde, gençler alanlarında uzman iki araştırmacıyla buluşarak göç olgusu üzerine söyleşiler gerçekleştirdi. Bu söyleşiler vasıtasıyla gençler bir taraftan gençlik çalışmalarını yürütürken diğer taraftan entelektüel tartışmalara katılma imkanı buldular. 

Çanakkale Üniversitesi’nden Dr. Nihal Eminoğlu ile "Sosyal Uyumdan Ne Anlıyoruz?" konusu üzerine çok doyurucu bir söyleşi gerçekleşti. Söyleşide birçok farklı sosyal bilim alanlarından araştırmacılar ve göç uzmanı yetkililer ile, birlikte yaşama kültürü inşası için neler yapılması gerektiğini ve birlikte yaşamanın yolları üzerine konuşuldu. Entegrasyon, asimilasyon, tolerans, çokkültürlülük, kültürlerarası etkileşim ve uyum kavramları tartışmaya açılarak "Birlikte Yaşama" modeli geliştirmek mümkün mü? sorusuna cevaplar arandı. Söyleşi sonunda uzun zamandır çevrimiçi olarak etkileşimde olan Eminoğlu ve gençler yüz yüze sohbet etme imkanı buldular. 

Günün ikinci söyleşisi Türkiye’den Almanya’ya 1961 yılından başlayarak hala günümüze kadar etkisini gösteren göç sürecini “11. Peron” isimli kitabıyla hikayeler ve olaylarla okuyucuyla buluşturan DiasporaTürk kurucusu yazar Gökhan Duman ile gerçekleştirildi. Almanya’ya giden işçilerin yaşamış oldukları zorlukları ve geçmiş oldukları aşamalara değinerek göç sürecinin zorluğu üzerine konuştu. Yanında getirdiği iki işçi pasaportları üzerinden ele aldığı bu süreç gençler tarafından ilgiyle dinlendi. Söyleşinin ardından Duman, konu üzerine sorulan soruları cevapladıktan sonra katılımcılara hediye edilen 11. Peron kitabını imzalayarak gençlerle sohbet etti.

Söyleşilerin ardından gençler yerel ve göçmen çocukların kaynaşması amacıyla hizmet veren MUYU Tırı’nı gezdiler. Göç İdaresi Daire Başkanlığının atmış olduğu bu etkili adım özellikle ulaşabildikleri her yerde çocuklar tarafından yoğun ilgi gördüğü yetkililer tarafından vurgulandı. Gençler aynı zamanda Göç İdaresi Başkanlığı’nda sergilenen ilkokul çocuklarının resim yarışması sonucunda dereceye giren eserlerin bulunduğu sergiyi gezme imkanı buldular.

Ankara ve Şanlıurfa Gençleri Arasında Kaynaşma Etkinliği 
 

Gençliğin Gözüyle Uyum ve Dayanışmanın Kodları Projesi Nedir?

Harran Üniversitesi Göç Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Göç İdaresi Başkanlığı ortaklığıyla "Gençliğin Gözüyle Uyum ve Dayanışmanın Kodları" projesi hayata geçti. Proje toplumun, özellikle gençlerin sorunlarını demokratik değerler çerçevesinde çözmeyi hedeflemektedir.

Avrupa Birliği, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen 01.01.2021 - 31.12.2021 tarihleri arasında bir yıl süreli projede göçmen ve yerel gençler birlikte çalışarak, çeşitli çalıştaylar, seminerler, toplantılar, eğitimler ve etkinliklerle bir araya gelerek Uyum ve Dayanışma Politika Belgesi hazırladılar. Gençler hazırladıkları bu raporu Ankara'da düzenleyecekleri zirve ile birlikte doğrudan karar alan, politika üreten ve uygulayanlara sunup müzakereye açarak politika reformlarına destek oldular. Detaylı bilgi: http://web.harran.edu.tr/hugoc

POLİTİKA VİZYON BELGESİNİ BU LİNKTEN İNDİREBİLİRSİNİZ